30 Mart 2014 Pazar

artık kariyer dünyası çok ebeyin amı

başlığa benzer bir cümle gördüm bir kariyer sitesinde aklım çıktı. cümle tabii ki böyle değil "kariyer yolculuğu" (vay monako) gibi kendisi pek havalı mealen bana bir bok çağrıştırmayan bir başlıkla yazılmış bir yazıydı.

aman tengrim.
ulan daha yolculuğa (!) başlamadan tiksindirdiniz beni be geyik muhabbetinizle. 4 ayrı iş bulma sitesinde form doldurmaktan klavyemin tuşları silindi, yaz babam yaz. şöyle okuldan mezun oldum da, böyle kursları bitirdim de, şu şu programları bilirim; ingilizcem "limasollu naci" ayarında da bıdı da bıdı... yetmiyor klasik cv istiyor, yetmiyor önyazı istiyor, yetmiyor etkili girizgah istiyor, yetmiyor kişilik envanteri istiyor, yetmiyor anasının gözünü; ebesinin hörekesini istiyor. yeni doğmuş buzağının meme istemesi gibi istiyor da istiyor.

vermen yeterli değil, bakalım yeterince etkili mi o yazdıkların? o iş için anasını bilem satarım diyebiliyor musun? kendini adeta "ihraç fazlası penye" gibi pazarlayabiliyor musun? bakalım seni şirkete alınca siktirik firmamızı forbes dergisinin top10 (tapon) listesine sokabilecek misin? bizi fezaya gönderebilecek misin?

biliyorum salak değilim. "bizim şampuan saçlarınızı tertemiz yapar" sloganıyla satılan "tevazu kozmetik" yerine "bizim şampuanla saçlarınız ahenkle danseder, 800 metreden milletin gözünü alır, ağzınıza mızıka; götünüze tamtam çaldırır" diyen "very very cool cosmethics" malı ürünü herkesin tercih edeceğini. mecra bol nasılsa salla sallayabilirsen.

"kimisi ipek şampuan şu hayatta, kimisi keraste..."

e ama şampuan nezdinde maldan da bir farkımız olsun koduğumun dünyasında.

çok değil 1 hafta oldu kariyer sitelerini aşındırmaya başlayalı ama süslü ışıltılı ve iddialı kelime öbeklerinden katarakt oldu gözlerim. her halta bir ingilizce isim koyma çabası. herkes bi senior, olmadı junior; ya assistant ya director ya supervizor... hay dilinizi eşşek arısı soksun. ben senin verdiğin görevi yerine getirecem, sen de bana maaş vereceksin bu kadar basit... "her işe aldığımızı böyle nice eleyip sık dokuyoruz" deme bana yalanını sikerim. "artık kariyer dünyasında şunun şunun önemi var, ot bok, vidi vidi" diye bana beylik insan kaynakları cümleleri kurma ağzını yırtarım. torpili bile "referans" adı altında 'kurumsallaştıran' o çok dahi beynini parmaklarım...

beni işe al, ne iş yapacağımı göster, paramı ver. sokturtma kariyer yolculuğuna. (off çok etkili, bir o kadar agresif ve hırslı, kendinden emin bir girizgah aslında)


ne işe girecem bilemedim. hayattan soğudum demiş miydim?