9 Nisan 2010 Cuma

sahi neden 1945?

hakikaten ya, neden 1945?

"oolum sen yazmalısın; sen new york times'lara, washington post'lara layıksın" diye kendilerini kuzgun, beni yavrusundan hallice gören can dostlarımın uzun gazlamaları sonucu bir blogcuk da kendim açayım dedim.

internet olmuş derya deniz, "kimin nesi yok ki benim blogum olmasın?" dedim kendi kendime. anam tokyo'da saat 10 olmuş, tsi desen 04:00 ben hala blog oluşturma peşindeyim. ilk deneyimim, ilk kendimi ifade çabam... bakalım ne boka benzeyecek.

ben aşk-ı memnu ile perşembe gecelerinize/cuma sabahlarınıza kendimce renk katan 1945, gerçek adımla ceyhun... 2008'den beri 8 nesil olaraktan ekşi sözlük yazarlığı yapmaktayım. ne işe yarar derseniz bilemiyorum, boyum 1-2 santim uzamış olabilir.

konumuza dönelim, neden 1945? ben de bilmiyorum. açıklaması bu kadar, bilmiyorum. daha doğrusu hatırlamıyorum...

interneti en yoğun kullanan, adına destanlar yazılmış 80'lerde doğup 90'larda çocuk olan milyonlarca ükeladan biriyim. internet ile ilk tanışmam, dün gibi hatırlarım, izbe bir internet kafe köşesinde, yıl 1998'i gösterirken gerçekleşmişti. o zamanlar kıvrım kıvrım kıvrılan pembecik beynim bu internet denilen nanenin ne işe yaradığını anlamamakla birlikte, yeniliğe direnen afrika köylüleri gibi "var bişe ama çok geleceği yok..." diyerek muhafazakar yapısıyla bir şey öğrenmemeye ant içmiş gibiydi. uzunca bir süre de kendi içinde tutarlı argumalar ile internet'in gereksiz olduğunu savunduğumu hatırlarım. aslında kısmen haklıydım çünkü o zamanlar bildiğim kadarıyla internet html teknolojisi yardımıyla görsel bir bröşürden farksızdı. (yazar erotik içeriği çok sonradan farkedecek.) internet karşısındaki bu mesafeli tutumum arkadaş çevremin vakitlerini bilgisayar başında geçirmeye başlamasıyla canciğer bir dostluğa dönüştü.
(hatta gördüğünüz üzere gece gündüz demeden kullanmak gibi boktan bir alışkanlık haline geldi.)

işte tam da bu dönüşme sürecinde nereden geldiğini halen anlamadığım bir nick sahibi olma ihtiyacı hasıl oldu bedene. nick mi dersiniz, takma ad mı, mahlas mı? her neyse. yıl jennifer lopez'in waiting for tonight diye havai fişekler önünde popo salladığı büyük millenyum. onu da hatırlıyorum. artık chat'te miyim, icq'da mı bilinmez "seç ordan bir nick, güzelinden olsun" diyen internet amcaya "bir kalem, bir pergel, bir de 1945 alacağım" diyerekten kod adımı 1945 eyleyivermiş bulundum.

aradan geçen 10 yıl içerisinde zamanı hatırlasam da o an içerisinde bulunduğum psikolojiyi hatırlamıyorum. ikinci dünya savaşı'nın bitişi, barışın gelişi diye gaza gelmiş olabilirim belki de, öyle de mesaj kaygılı bir çocuktum yaa ya...

zamanla üye olunan bütün sitelere doğrudan kullanıcı adı diye 1945 yazan ben, ekşi sözlük kayıtlı okur kaydını yaparken de "nasılsa yazar olamam" düşüncesiyle zerre tereddüt etmeksizin minik boşluğa 1-9-4-5 kodlayıverdim.

nasıl ki adımın ceyhun oluşunu çok fazla kafaya takmıyorum, sorgulamıyorum; nickimi de sorgulamıyorum artık. böyle kondu. böyle üfledi siber hoca kulağıma. o yüzden bana internet aleminde 1945 derler...

bu ilk yazımı görmezden geleceksiniz, 3-5 yıl sonra blog kaşarı olduğumda "sen bunları da yazmıştın" diye yüzüme vurmayacaksınız. acemilik.

8 yorum:

  1. ohhh be, çok şükür bu çocuk da resmen bloglara karıştı... bugünü gördük ya sırtımız yere gelmez...

    YanıtlaSil
  2. bayıldım...sen ne yazsan okurum ben :)

    YanıtlaSil
  3. sen ne biçim bişeysin böyle? uzaydanmı geldin doğru söyle:)

    YanıtlaSil
  4. Komik adamsın cidden:))

    YanıtlaSil
  5. benim sana ulasmam lazımmmm.. =)

    YanıtlaSil