4 Mart 2011 Cuma

İŞSİZLİK

sabah telefon sesine uyandım. ekranda tanımadığım bir numarayı görünce uyku sersemliğinin de yardımıyla "oldu bu iş" diye içimden geçirmişim. nitekim de oldu, şimdi çok uluslu bir şirketin genel müdürüyüm.

diye yazsam ya ben buraya.
yok arayan; şirketlerin ucuza web reklamı yayınlaması için varlığını sürdüren hantal kariyer siteleri gibi olmayan, daha yöremize özgü, daha spesifik, daha butik, daha bize has bir iş bulma kurumuydu. özgeçmişimi word formatında istediler de. üye olursan ekime olmazsan skime kadar felsefesiyle insanları 30 kb'lık (evet cv'im fındık kadar) bir word dosyası ve max 2 mb bir vesikalıktan gayrı görmeyen hafif tabirle umut tacirliği yapan büyükbaş sitelerin yanında pek bir profesyonel gözüktü gözüme bu tavır. en nihayetinde insanız değil mi? önce insan.

bu babta bir adam yerine konmak bile beni mutlu ettiğine göre sanıyorum sandığımdan daha çok gözüm korktu bu kariyer denen protez dişli canavardan. "yeter ki beni küçük görmeyin de ne isterseniz yaparım" diyecek kıvama mı geldim? neleroleyor?

yok kazın ayağı öyle değil tabii ki. iş tecrübesizliğinden kaynaklanan bir mesele bu. karşındakinin de etten kemikten bir varlık olduğunu unutmak gibi bir hataya düşüyorum.
yenibiriş' in o turkuvaz tonları ya da kariyer net moru; o tek tuşla sektörde sektöre ceylan gibi sekme şansı tanıyan bolluk, o şirketleri adeta oyun bahçesi, adeta google'ın enseye şaplak göte parmak çalışma ofisi gibi gösteren tanıtıcı resimler, sağdan soldan akan "dün bir halt değilken bugün nasıl bilmem nereye amir oldum, tabii ki bu siteyle" ayarında nereden nereye ibretlik hikayeler falan derken insanın gözleri kamaşıyor azizim. sanki yazdıklarımı okuyacak, beni değerlendirmeye alacak otorite insan değil. autobot oturuyo o kompiterin başında.

bu bağlamda hepimizin doğuştan pazarlamacı olduğunu varsayan, şu kariyer zırvalarının en beylik fakat sanıyorum en doğru lafı olan "kendini satacaksın" cümlesini de aşarsam daha sıkıntısız bi sürecin içine girebilirim gibime geliyor. yani inceden kendimi satabilirim diye düşünüyorum. ha "ich bin ceyhun" seviyesindeki almancasını "yabancı dil: almanca, seviye: başlangıç" diye kakalamaya çalışmak, nasılsa sormazlar diye "okul okumadık bizimki safi projeydi" diye quiz'leri bile proje diye süslemek kendini satmaksa, satmam kalsın. beni olduğum gibi sevin lan.


böyleyken böyle; umutsuz değilim ama şimdiye kadar gözlemlediğim mezun olma-> askerlik (opsiyonel)->iş bulma tipi süregelen hikayelerde iş arama süresi genelde aday patolojik belirtiler göstermeye beş kala son buluyordu. umuyorum beni delirtmezsiniz.


diyeceksiniz ki "ulan bütün muhabbetin iş miş kariyer, bizim için çok da tın"...
anlayışla karşılarım.
bugün can sıkıntısından babaannemin eski evine gidip bir hışım salonun soba isinden sararmış ahşap döşeme tavanı bi leğen kloraklı (izmir'li değilim ama çamaşır sulu su da ne ola ki) suyla haldır haldır yarım saat silip manen rahatlamamı mı alatayım? hep gülelim istiyosunuz.

1 yorum:

  1. aynı durumdayım. en yakın arkadaşım kariyernet. eskiden açmadığım tanımadığım numaralar arayınca telefonun üstüne atlıyorum şimdi vs vs. işin komiği, kariyernet'ten sonra en yakın ikinci arkadaşım da çamaşır suyu. müptelası oldum, her yeri hırs hırs siliyorum. çok da umurundaydı belki ama yalnız değilsin.

    YanıtlaSil