"öküze özenen kurbağa misali çatlayacam yakında..."
keh keh, nasıl şaşırtmaç ama? bu seferlik buradan sesleniyorum; duyan duymayana haber versin. aslında hiç yazasım yok, içim çok bayık ama işte dizi yorumu beklemez.
- vay be banka şubesi koltuğu da olsa koltuğu kapınca kağolin ne kadar şeytanlaşıyormuş gördük. bir banka temsilcisi olarak tıpkı bankalar gibi %50 payını da alır, vergisini de, stopajını da, evrak masrafını da... sen ali'yi dolandırır borçlu çıkarsın. "yağısı yağısı" diye diye sikip atar pazarlığı.
- bu murat'ın nesi var? menenjit mi geçirmiş? kafada kalıcı hasar var mı? aylin ile evlenecek diye bi kan can gelmesi ne ola ki diye düşünüyorum çünkü ben. fiziksel olarak ilerleyen çocuk zihinsel olarak yerinde sayıyor çünkü; "annemler istemiyo ama ben öyle düşünmüyorum ihhi" deyince hemen sorunlar çözüldü. anca otursun gelinlikli, pembe panjurlu hayaller kursun. yazık. acık mental yollar da açılaydı...
- solcu kini de çok pismiş hacılar. yoldaşlar hemen sırt çevirdi berrine gammaz diyerekten elinişzde kanıt da yok sanırsın kızceğiz mc donald's'ın marka yüzü oldu. hayır davaya ihanet ettiği gibi bir de 2 bölümde bir davanın ileri gelenlerinden birine ver ediyor tokadı. şamar içinde kaldı türk solu.
- cemile bok mu var şimdi köşke gidecek? ilk günden holding patronunun köşküne gidiyon da hangi sıfatla yani? bi dur durak bilin ya. tarabya'dan geçer miymiş? geçer. istanbul turu atıyonuz gibime geliyor. anaaam deli var ya köşk'te. osman boğulaydı cemile de aynı böyle olacaktı ama köşk yok havuz yok. neyse. hikmet'in var nasılsa. deli abla tabii ki hikmet'in öz karısı... karısı'nın onca ilgisine rağmen çalışalarının hödüklüğü? hiç kurumsal olmadı şimdi hikmet holding... muhasebecisi olsun, bahçevanı olsun, bakıcısı olsun; umut sarıkaya'nın bi lafı var "dargelirlinin dargelirliyi daha bir coşkuyla ezmesi" diye, o hesap hepsi.
- tombalacık halimem... 60'larda gece klübüne izleyici olarak düşeceğime 2010'larda pavyona konsomatris olarak düşeyim daha iyi.
- ananın evinde de hep rokfor peyniri vardı değil mi neriman'cığım. seni çözemiyorum derdin ne?
- "-bugün evleniyorsun" "-aylin'e haber verildi mi?" yok verilmedi. kendi kendine evleniyorsun.
- aylin "ben evleniyorum" diye pankart açsaymış daha az şüphe çekermiş değil mi ciğerlerim. hoş pankartı da açsa, af buyur kıçını da açsa anasının ağzından "bu kızda bir hal var" cümlesi dökülecekti. ayrıca öyle bir dram ki verdiğiniz yaylılarla kemalarla sanırsın kız ipe gidiyor. al tarafı kocaya kaçıyor ayol o dönem türk kızlarının yarısının yaptığı iş. (kaçtığı adamı sevmiyor olabilir. biz de babanla evlendikten sonra aşık olduk yavrum :/)
- berrin bir; emperyalist güçler iki.
- "gönül işleri vs. siyasi meshuliyetler..." bu ahmet belli bir örgüt çatısı altında mı? belli bir siyasi akım uyarınca mı takılıyor? oralarını izleyemedim yoksa öyle emprovize solcu mu? hayır, sol var sol var...
- çözemedim notere ne gösterip de satış yaptı ki bunlar? noter de mi sahte? bu teknenin bir ruhsatı bi tapusu mapusu yok mu ki? varsa kimin üzerine? mal benim demek yeterli mi? sözümüz senet mi? öyleyse yarın ben de bi transatlantik satarım hacı.
- karolin de ali'yi sevmiyomuş. e şimdi aylin murat'ı sevmiyo. karolin kimseyi sevmiyo, ali cemile'yi sevmiyo, carolin'i de sevmiyo. ali kimseyi sevmiyo. neriman kocasını sevmiyo. neriman kimseyi sevmiyo. çocuklar babalarını sevmiyo. cemile ali'yi sevmiyo... daha gider bu... ve bunca sevgisizliğe rağmen herkesin biribirini boğarcasına dip dibe takılıp birbirlerinin işlerine burun sokmadan birbirlerini birbirlerine muhtaç etmeye çalışmadan gün geçirmemesi durumlarının bütününe öbgzk diyoruz.
- nasıl mı? misal şimdi cemile "iş buldum" diyerekten hasefe hanım'a çocuk emanet etmeye çalışır. o esnada da neriman cemile'nin iş bulduğuna dair haberleri kapı aralığından duyar; e iyi işte ne güzel cemile iş bulsun çıksın gitsin hayatından. "kaynanamın maaşı da komple bana kalır. yarın öbürgün de bi ev mev bulur belki bi koca bulur sabilerini de alır basar gider hayatımızdan temelli" diye düşümüyor da cemile'nin işine taş koymaya çalışıyor. e cemile çalışmadıkça ziv ziv ali'nin kapısının önünde bağrışmaya devam edecek, sana da musallat olacak; kocandan, kaynanandan yardım isteyecek. halbuki çalışsa bir daha gözüne gözükmeyecek belki. "sevmiyorum ama gözümün önünde olsun"culuk...
- peki hacı sırf kötü kalpli olsun dediniz de başka müdür karakteri çizemediniz mi? okula müstahdem olarak girmiş de parti kadrosundan müdür olarak tepeden inmiş gibi. bu nası bi tip? necati'den çok mete'den çok önemsedi o müzik yarışmasını. çık sen söyle bari.
- vay be hiç çalamamak, hiç söyleyememek; çok morali bozulmak falan. davulcu, gitarcı, necati falan hep ot bunlar, sustalı maymun bunlar; çal de çalsın dur de sussun. ama mete öyle mi? mete'nin hisleri var. hocasına üzüntüsünden şarkı söyleyemiyor. hani "show must go on"du? (gerçi freddie mercury daha 20'sinden yeni gün almış o zamanlar.) hep sorun, hep problem ama bir yandan hep orijinalite, hiç sıradanlık yok. yoğun algı, yoğun izan, sen ben gibi mal değil. öğretmen lehinde müdür aleyhinde olsa da hep bu çocuğu düşünüyorlar. diğerleri davar sürüsü. mete başka. hisli çocuk.
- şlaks, şlaks, şlaks... vay canına. tokat endeksi bir hayli yükseldi, dizi karakterleri eller şamar vaziyette hazır bekliyor sanırsın. elleh havada davranın siz elbet birinin yanağına isabet eder be hacı. o kadar şakırdattınız ki etkileyiciliği de kalmıyo arkadaş. dayağın, şamarın, zopanın arsızı oldu bunlar
- 60.000 tl artık zamanına göre nasıl bir meblağ bilemiyorum. kıyıya çekilmiş tekne/türk lirası paritesine göre hesaplayınca pek etmiyor gibi. 60'larda teknenin kilosu fahiş fiyattan gidiyordu zaar, yoksa günümüz ederinde öyle 4'te biri uğruna koca dolandırılacak; 20'de biri uğruna canından olunacak/katil olunacak bir para olmasa gerek.
- mevzubahis -yavru-vatansa gerisi teferruattır he mi? bir kız uğruna koskoca "sol"dan kovuldun ahmet. hadi bakalım gelsin örgütsüz mücadele.
- devlet kurumunda, hem de lisede, hem de 60'lı yıllarda bu kadar mıç mıç böyle tivist danslı falan bir ilişki olsun hiç zannetmiyorum. "get a room inci hanım" derler adama.
- "hadi meteyi okuldan atalım etabı.." bu ne mi? bu; "cemile ve çocuklarına nasıl ızdırap çektirebiliriz yarışması" nın milli eğitim liselerarası ayağı. şimdilik necati, müzik hocasının sözlüsü ve müdür arasında paslaşmalarla giden tatlı bir rekabet var. zaman ne gösterir bilinmez, kazanan kim olur bilinmez ama bilinen tek bir şey var gerçek kaybeden tabii ki de cemile'nin genlerini taşıdığı içün mete olacak.
- "balıkçının tezgahı dağıttığım gibi onu da dağıtırım" gibi bir cümle duydum. holding, şirket, tezgah... bunlar hep ticari birimler olabilir lakin holding lan. holdinge de mi atacaksın bir kapıcı tekmesi? onu da mı yıkcakasın "karıma nasıl iş verirsiniz?" diye?
- aşiyan= kuş yuvası, bulmaca çözenlerimiz hemen çaktı bu meseleyi. kültür mantarlarım benim. cemile'nin algoritma bambaşka çalışıyormuş onu da farkettik. teey nereden nereye hemen kurdu bağlantıyı aşiyan= kuş yuvası (ise) sakallı=hikmet... aynısını az sonra aylin'in evde yokluğunu öğrendiği gibi kimliğine bakmak için çekmeceye saldırışında da gözlemleyeceğiz.
- madem bu murat'ın ölmesini gelin-kayınbirader olarak dört gözle bekliyorsunuz o zaman bi sahte nikah kıyıverin nerden anlıycak ki murat zaten safsalak. ölene kadar bekleyiverin sonra soner'le evlenirsiniz. yok işte "anneme üzüldüm." başım ağrıdı", "vajinismusum azdı" ,"televizyonda kaynanalar başladı" falan diye yutturursun yatak faaliyeti de olmasına gerek kalmaz gibime geliyor.
- şimdi bu hikmet "ben de bir zamanlar ali gibi am budalasıydım" tarzı bir benzetme yapıyor ya ali ve kendi hayatı hakkında, şöyle bir fark var bu bıyık hakkaten sevmiyo ki lan çocuklarını. hoş kimseyi sevmiyo tuhaf bi tip. anasını da sevmiyo ki. neyse bıyık vs. sakal dersek, sakal wins.
- ben şahsen koca gün müzik hocamla, onun nişanlısıyla ve okul müdürüyle kırkıldım anne, büyükler ligindeyim. itlik, serserilik, uğursuzluk peşinde koşarken; hocamın nişanlısı kaçak et kesiyor diye mimikten mimiğe girerken, hiç farkedememişim; kızkardeşim okuldan döndü mü, okula girdi mi, gecenin bir yarısı olmuş eve geldi mi, evlendi mi, doğurdu mu hiç haberim olmamış.
- kadın "kızımı kaçırdılar" diye ihbarda bulunmuş, iki ekip arabası doluşmuşunuz çoluk çombalak cabası; korumalarla dalaşmaya mı geldiniz onca yolu? olm en azından bi ev sahibini falan çağırttıraydınız. ne diyecekti kapıdaki koruma? "kızı kaçırdık evet, ama madem basıldık alın geri" mi diyecekti bodyguard(!)lar polis emmi? "iznimiz yok, gidelim" falanlar...
- allah belanı virsin aylin. nedir bu anan cemile'nin baban ali kaptan ve mahdumları ve kerimeleri sizlerden çektiği ya?
bu haftalık bu kadar, öyle bir geçer zaman ki, işsizlik aynıyla vaki. para veriyonuz mu para? yoook vermiyonuz.
harikasın ceyhun:) hoşgeldin aramıza. Geldin dimi hakkaten?...
YanıtlaSil