22 Nisan 2010 Perşembe

aile yanında ev tarhanasına dönüşme süreci

selam ben ev tarhanası. dışarıdan hazır alınmışa benzemez canım, bizzat el yapmı mis gibi tarhana, köy kokulu, ılgıt ılgıt...

gece kafayı yastığa koyar koymaz uyuyabilenlerden olamadım hiç, her gece uyuma amacıyla yatağa kıvrıldıktan ancak asgari yarım saat sonra dalabiliyorum uykuya, ölsem de böyle kalsam da böyle. kimi zaman mikili bir içerik oluyor düşüncemde, kimi zaman gelecek kaygısı, kimi zaman hayal kurmaca, bazen stepne yastıkla konuşmaca... yatakta bu kadar da renkliyim anlayacağınız. harikalar yaratıyorum...

şu an bulunduğum pozisyonda (ev tarhanalığı müessesesi) daha önce 17 yıl çalışmış olup, 6 yıl süresince yalnız yaşayan öğrenciliğe terfi etmişliğim, ardından tenzil-i rütbe neticesinde 2009 yazı sonu ev tarhanalığı pozisyonuna tekrar getirilmişliğimdir tüm kariyerim...

aile ile yaşadığım 0-17 yaş arası ilk periyod azcıcık bebek masumiyeti, biraz çocuk gerzekliği, cabası ergen asabiyeti derken su gibi geçti gitti. o zamanlar kafamı yastığa koyduğumda sahip olacağım evi düşünürdüm hep, pembe panjurlu bahçesinde çocuklarımın koşuşturduğu... aa yok yanlış oldu. böyle sadece bana ait bir bekar evi hayaliyle yanıp tutuşurdum. yeri gelip uyku tutmadığında mobilyalarına, evde düzenleyeceğim atraksiyonlarına kadar salak gibi sabahlara kadar ev düşünürdüm. artık allahın nasıl bir sevgili kuluysam günü geldi hepsi de gerçek oldu. ama allahın sevgli kulluğundan da tenzil'i rütbe olacağım aklıma gelemezdi ki lan....

mini mini birler çalışkan ikiler derken gelmiştik üniversite hayatının da sonuna, okulu uzatmış olmanın verdiği can havlini rahat umursamaz adam tribiyle harmanlayınca bodrum gecelerini bile serinletecek türden bir kokteyl icat etmiş gibiydim. her üniversite mezunu türk genci gibi önce okuldan siktirnamemi alacak, ardından koştura koştura askerlik vazifesini yapmaya gidecek, teskere aldığım gibi şirket kapılarında azami 1 ay sürünecek, iş bulup maaşımı her türk genci gibi ilk arabama yatıracak, ardından eli yüzü düzgün temiz bir kız bulup evlenecek, iki cocuk patlatıp ömrümün geri kalanını göbeğimi şişirip saçlarımı dökerek, çocuklarımı "torun verin bana" diye darlayarak geçircektim ki; bu muhteşem orjinal planlarım belimin sağlığıma vurduğu darbe ile sekteye uğradı. nasıl ki bir genç kız baba evinden koca evine transit geçiş yapmalı, boru hattı döşemeli ise bir genç erkek de aile evinden öğrenci evine oradan kışlaya, ordan bekar evine transit geçmeli. aksi zor. mümkün değil demiyorum bizzat ben mümkün ettim ama zor canlarım.

neyse sadede gelelim, şimdi burada sitemkar cümlelerle anamı babamı size çekiştirecek değilim lakin, toplamda iki üç ders için, ameliyatlı belimle türkiye'nin incisi bir şehirdeki evimi kapatıp çok da bayılmadığım kasabamda tek çocuğu dolayısıyla tek konu başlığı olduğum aile evine dönüş ve burada aylak aylak geçirdiğim 8 ay (sevgili arkadaşlarım sağolsunlar su gibi geçti aslında) sonucunda yavaştan delirme alametleri göstermeye başladım gibi. tek çocuk olmamın verdiği kendini eyleyebilme kabiliyetim yaz sonu tükenecek ki o zaman da umuyorum tsk bünyesinde patates soyuyor olacağım.

böyleyken böyle anam. siz siz olun aksi bir durum olmadığı sürece çıktığınız aile evine tekrar dönmeyin. ebeveynleriniz ozzy & sharon osbourne olsa bile dönmeyin...

1 yorum:

  1. kaleminizin ışığı sönmesin . eheh
    şaka şaka harbiden takip ediyorum seni 1945, blog da açmışsın ben de açıyım en iyisi :))

    YanıtlaSil