"bakıyorum alem sözlükte yazdığını blogda, blogda yazdığını sözlükte paylaşıyor. benim ne eksiğim var?"
"ben bu evin hanımıyım, bunu kimsenin unutmaması lazım, ben adnan ziyagil'in karısıyım."
nasılsınız canlarım? bu hafta siz canım okuyucumu ihmal ettim farkındayım ama tam da aşk-ı memnu saati sınavım vardı. şu an sizin için hasta hasta klavye başındayım, toparlayamıyorum, madde madde yazacağım.
-bir erkek olarak beren saat'i çok güzel buluyorum ve sanırım üzülmesine kıyamıyorum. o yüzden behlül ve nihal ikilisi ölmenizde bir sakınca yok.
şu kızın üstüne gitmeyin abicim. şu son bölüm bakıyorum ağlamalar dellenmeler bence gayet de güzel oynuyo. özellikle final sahnesinde içim burkuldu lan. ben buraya dalga geçmeye geliyorum ağlamamak için zor tuttum kendimi.
-"ah bihter çok ayıp belki bunu açıklamak ama içimde tutamadım."
"her şey o kadar romantikti ki."
"behlül, behlül her zamankinden ne kadar farklıydı o kadar romatikti ki"
"gecenin başından beri bana sevgilisi olduğumu hissettirdi."
"behlül bugüne kadar tandığım kadınlardan çok farklısın dedi."
"sende arınmak istiyorum dedi."
"dün gece yeni bir behlül tanıdım bihter."
nihal reklam ajansı behlül haznedar'la seks saati'ni gururla sundu. e bizi de siksin bari, vallahi aklımız kaldı.
-çetin özder'in eve bak, hele hele... herif istanbul arkeoloji müzesi'nde yaşıyormuş da bilmiyormuşuz... zenginlikten çok soğudum yalnız, şöyle plazma tv karşısında kıçımızı başımızı kaşıya kaşıya bi dizi bi maç seyredemeyeceğiz anlaşıldı. hep heykeller, piyanolar, avizeler, abajurlar. otel lobisi gibi laaan... ay içim bulandı.
-bölümün kötüsü cemile... kimse istemiyor onu, herkes cemile konusunda bihter'e hak veriyor. cemile nasılsa iş bulur. cemile nasılsa cambridge mezunu.
"hatalı olduğuma karar verirsen özür dilerim cemile'den" dedi bihter... ne münasebet, allahın fakirinden özür mü dileceyeceksin bihto? senin bi özrün en az 2,5 milyon yavro bebeğim. pis, fakir, kokuşmuş, ezik hizmetçi parçasından özür dilemek mi, ne münasebet? alt tarafı 1810 yılındayız bihtop; sat köleyi, al köleyi... özür dilemek de neymiş?
"önce beşir, sonra ben; bihter hanım da rahata erecek..." cemile'nin kafaya erişmek için kuru sulu ne varsa getirin bebeğim. hepsini içeceğim. kuru sulu karıştırıp içeceğim...
ev onun gülüüm... seni her platformda savunurum ben cemile lakin bir insanın evinde rahata ermek için seni göndermesine itirazım olamaz. ev onun rahat onun. sen de al bir ev sen de düşünürsün "bu evde benim rahatıma kim, ne mani oleyor?" diye.
-dizide zengin görgüsüzlüğü, hatta hayvanlığı ile fakir terbiyesi, tevazusu arasında bir korelasyon kurmaya çalışıyorsanız o olay bi 40 yıl geride kaldı bebeğim. yaşar usta ve fabrikatör saim bey diyalogları yok artık. biz zenginler de gayet mütevazıyız.
ama hizmetçi tayfası harbiden kafasızmış lan. tekmeyi yeyince kalacak yeri olmadığı için "matmazel hizmetçi barındırma tesisleri"ne sığındılar.
dördüncüye falan söylüyorum. söylemekten bıkmam; yemeyin bizi. ana, baba, kız en aşağı beşer milyardan aylık onbeş milyar geliriniz var oğlum. yemesi, içmesi köşkten. bir gün de burnunuzu çıkarmadınız ordan zaten. alamadınız mı bi toki'den daire? yarını da mı düşünmediniz? nasıl kök salmaktır bu? "bu adnan ölür, kalır, batar, çıkar" da mı demediniz? bu nasıl patrona yamanmaktır? siz resmen ziyagil köşküne yeyici kadrosundan girmişsiniz. müstehak size. hakikaten de dramı gören sürgüne yolladılar sanır. bu üçünün toplam maaşı nihat dengi şirket çalışanınınkinden fazla değilse ben bir bok bilmiyorum.
brrreh... katya, cemile, nesrin, şaheste, süleyman, beşir yetmiyor. büyük temizliğe ekip çağrılıyormuş. vay anasını. benim garip kuş beyinli anama bak sen 120 metrekare evi bedavaya haftada bir dip köşe silip süpürüyor vay gerizekalı. ekip çağırsana. demek maaş verip hizmetçi tutsak bi de büyük temziliğe ekip bulmak gerekecekmiş. ev hanımlığı da zor zanaat kardeş...
-beşir'in durumu kötüye gidiyormuş, olley!.. işin doğrusu diye aşkı yüzünden, patronuna sadakati yüzünden sağlığından olan adam örneğini mi kakalamaya çalışıyorsunuz bize? dizideki yaşı olsun olsun 23-24... bu yaşta adamın canı pahasına sevmesini de sikerim ben sadakatini de, o kadar... biz sağlığını düşünenler bencil, ibne, götoş, sağlığını düşünmeyen beşir azılı romantik oldu canım. sağda müsait bi yerde ineyim ben.
-inanır mısın firdevs'çiğim benim de alışveriş yapmaktan viyanayı gezme fırsatım hiç olmadı. hep alışveriş, hep para harcamaca... gözü kör olsun bu zenginliğin. allahın fakirleri, orta direkleri ne güzel sırtlarına bi çanta alıp geziyorlar kiliseleri, müzeleri. ya biz elit kesim? evropadan 20 çantadan aşağısı geçireni daha dış hatlar çıkışı cemiyet hayatının seçkin yüzleri odunla dövüyor ayol...
bu arada viyana'da deniz mi var? ne mehtabı? varsa da var demeyin mesaj atıp yüzüme vurmayın cahilliğimi. dedim ya alışveriş yapmaktan gezmeye fırsatım olmadı.
-ana kız ne hain ayol bu yöreoğulları? adamın sene-i devriyesi oldu bi helva kavrulmadı, bi mevlüt okutulmadı... şu an belki gülüyorsunuz ama sıkıysa siz yapmayın bakalım eş dost tefe koyuyor mu sizi komuyor mu. iki mevlit şekeri yaptırıp dağıtsaydınız bari anacım. herifin daha mezarı oturmadı herkes anasının tiffany yüzüğünü merak etmekle meşgul. gidin babanızın mezarına da iki ot yolun.
-şimdi behlül; nihal'e çakınca farkettin ki bihter'e olan hislerin yalanmış. hayatının ilk sevişmesi gibi olmuş. ya seneye x'e çakarsan da yine hayatının ilk sevişmesi gibi olursa? ya nihal'e olan hislerin de yalansa? kimi salak yerine koyuyosunuz arkadaşım? herkese aynı lafları mı söyleyeceksin?
görüyoruz ki ki süper ,über fantastiko erkeğimiz haznedar şaraptan da anlıyor. tekne de kullanır, piyano da çalar, am üstünde göt de siker... isveç çakısı mübarek, magic bullet... her zenginlik nişanesini taşıyor. legion d'honneur eksik bi.
herif şirket toplantısına bile atkılı matkılı nişantaşı-suadiye style, komple tikiyiz üniformasıyla gidiyor. freestyle'a bak. memleketin en başat holdinglerinden birinin toplantısına bak hele sanırsın medrano sirki.
behlül'ün holywood-yeşilçam kırması "beni çok sev yalvarırım sana" tipi romantizmi nedir ki? ay tiksindim. lafla sevgi mi olur? aşkım, böceğim deyince aşk mı olur? biz anamıdan babamızdan böyle coşkulu sevgi görmedik kusura bakmayın. sevgi gece uyuduktan sonra gösterildi, ama biz hep bildik sevildiğimizi bu ne mıç mıç? yanıma kova koydum aşk meşk sahnelerinde içine öğürüyorum. ağda gibi yabış yabış.
filaşbeklerden de anladık ki bu behlül olacak götoş ikna etmiş kızı da. oh hem kendine aşık et, öyle evde dal taşak gezmek suretiyle ağzına gözüne zoom yapmak suretiyle, sonra da "senden tiskindim bihter öte git..." yeminle erkekliğimden soğuttunuz beni. lezbiyen oluciim.
.........
-kız evin mahzeni var inanabiliyor musun? sinema salonu da var mı acep?
-bekareti bozdurmayı bilmem ama kürtaj surattan belli oluyormuş. haberiniz olsun.
-peyker de maşallah kaynanası götü dibinden ayrılamıyor. gelin kaynana toprağındandır...
-yuuuh kafadan 20 yıllık çalışanlarının kızı, eline doğmuş insan evi terkediyor hem de senin yelloz karının kovması sonucu, sadece omza iki pıt pıt. insan nezaketen bi sarılır be. hadi canım hadi cemile'm yolun açık ola. sıvaz sıvaz.
-yine yeni yeniden kapı aralığından dinlemece. şu an çöktüm bi köşeye ağlıyorum. artık katlanamıyorum çünkü. keşke bir buzdolabı kutusu olaydı da onun içine girip ağlasaydım. sürekli kapı aralığından devam ediyor lan dizi. ben hayatımda kapı aralığından bir boka kulak misafiri olmadım. ya çevrem adam başı üçer gramdan fazla beyin sahibi, ya da entrika bizim yörelere uğramıyor. çoktan seçmeli.
-bu arabesk tavırlar hiç yakışmıyordu bu eve mi? e katya rus? ondan mı kalıyor. batılı uşak getirtin. elimde çok grotesk uşaklar var ister misiniz?
-bülent'te obsesyon olmuş artık onu farkettik bu bölüm, herif piyano başından sıçrıyo araba sesi duyunca. cam güzeli.
-"nasıldı tekne üşümediniz mi?" cinselliğe yaklaşımın bu işte adnan pıtırcığı. tek derdin üşümeleri he mi? ısıtmışlardır birbirlerini sen nasıl bişi olduğunu unuttun tabi.
-behlül ve adnan ikilisinin spor salonu diyaloglarını bıraktım dağınık kalsın. izlerken zaten güldüm ben bol bol. üzerine bişi katamam diye düşünüyorum. ama behlül ile ortak noktamız varmış bak. her sene aynı planlarla çıkıyoruz ebeveyn karşısına. lakin biz adnan ziyagil tarafından finanse edilmiyoruz. götümde bile çıban çıktı stresten laaan.
...........
aşk-ı memnu izleyicisi ve yorumlayıcısını küçümseyen burnu büyüklere sinkaflı küfürlerimi, siz canım okuyucularıma da kokulu öpücüklerimi yolluyorum.
19 Nisan 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
mükemmel...
YanıtlaSilsevgili 1945,
YanıtlaSilsöylemeliyim: tüm ekşi yorumlarının -aşk-ı memnu yorumların da dahil- hastasıyım.:DDD
ben nasıl kaçırırım ya çok üzüldüm şu an ilk kez okuyorum çünkü karnıma ağrı girdi gülmekten inşallh şu fatmagülün suçu neydiden de ekmek çıkarda 1945 bizi yorumlarından mahrum bırakmassın
YanıtlaSilMerhaba, sizin aşk-ı memnu yorumlarınızı ekşisözlükte hep severek takip etmiştim. Yakın zamanda tekrardan izlemeye başlayınca gözlerim yorumlarınızı aradı ama kayıp yazar olarak göründüğünüzü fark ettim. Acaba diğer aşk-ı memnu yorumlarınızı da bu bloga ekleme şansınız var mı? Ya da başka bir yerde erişilebiliyorsa orayı paylaşabilmeniz? Wayback machine kullanarak aşk-ı memnu entrylerinize ulaşmak için çok uğraştım ama çoğu entry eksik kaldı. Umarım yardımcı olursunuz, sizin entryleriniz olmadan aşk-ı memnu öksüz kaldı.
YanıtlaSil